Denizlerimize Ait Hava Tahmin Raporu
21 Şubat 2017Denizlerimize Ait Hava Tahmin Raporu
22 Şubat 2017Aşağıda okuyacağınız hikaye “Sir Shakleton’nun ve Endurance mürattebatının hikayesi” keşifler tarihinde başarılarla dolu bir altın sayfa olarak yazılmamıştır ama bir yöneticilik modeli olarak mükemmel bir hikayedir. Sir Shakleton liderlik mitoslarında kalmamış ve kendi düşünce ve yasalarını yaratmıştır. Yarattığı bu düşünceyi tüm mürettebat inanmış o olmadan sanki o ordaymış gibi kendi işlerine ve hayatlarına sahip çıkmışlardır. Yokluğunda bir liderlik boşluğu oluşmamış, kimse onun yerine geçmeye çalışmamış ve çatışma yaşamadan hayatta kalmayı başarmışlardır.
Ben bu hikayeden;
Liderliğin tek bir yönteminin olmadığını,
Otorite sağlama yolunun korku yaratmakla değil, ekibi inandırmakla oluştuğunu,
Liderin en önemli görevinin bir ekibin güçlü yanlarını ortaya çıkarmak olduğunu,
En büyük başarının herkesin kendi kendinin lideri olduğunu zaman ortaya çıktığını öğrendim.
Sir Shakleton’nun ve Endurance Mürattebatının Hikayesi
Earnest Shackleton 1874 yılında İngiltere’de kalabalık bir ailenin çocuğu olarak keşifler çağında doğar. O dönemde yaşayan her sağlıklı İngiliz’in yaptığı gibi gemicilik sektörüne yönelir 17 yaşında ticaret filosunda çalışmaya başlayıp 24 yaşında teğmen olur ve 1901 yılında Robert Falcon Scott ve doktor Edward Wilson ile yola çıkar.82°16′ enlemiyle o güne dek ulaşılan en güneydeki nokta rekorunu kırdıklarında tarih Kasım 1902’yi gösteriyordur.
1907 yılında Antartika’ya doğru yola çıkar ama şansızlık yakasını bırakmaz ve Güney Kutubu’na 95 mil kala geri dönmek zorunda kalır. Earnest Shackleton Enderunce gemisi ile Antartika’yı bir baştan bir başa geçmek için yola çıkmaya karar verir. İngiltereden 1914 yılında 27 adamı ile birlikte avara eder. Hedefi Antarktika kıtasını kutup üzerinden boydan boya geçmektir. Bu 3.300 km’lik bir yürüyüş anlamına geliyordur.
Gemisine alacağı mürattabatla yapmış olduğu işe alım görüşmelerini çağının diğer gemi kaptanlarının aksine kendisi yapan Shackleton nasıl bir lider olduğunun işaretlerini bu görüşmelerde vermiştir. O ana kadar gemilere alınan mürattabatta teknik bilgi ve beceri aranırken, Shackleton bu becerilerin yanında adaylara varisleri olup olmadığını, oyun oynamayı , şarkı söylemeyi, hikaye anlatmayı sevip sevmediklerini sorarak ekip arkadaşlarını seçmiştir. Ona göre adaylar hem teknik bilgi bakımından hemde uzun süre bir arada kalabilecek ve bir ekibin parçası olabilecek kişilerden oluşmalıydı. Uzun süre karaya çıkmadan birbirleriyle iletişim kuracak ve birbirlerinden sıkılmayacak insanlardan oluşan bir ekip olursa hedefe ulaşılabilirdi. . Ekibinde önemli kâşifler arasında Frank Hurley, Frank Worsley ve Frank Wild bulunmaktaydı.
Nihayet 26 kişilik kadroyu seçer ve Ağustos 1914’de yola çıkarlar. 1914 Kasımında Güney Georgia Adası’ndaki balina avcıları merkezine varırlar. Planları kış iyice kendini göstermeden önce Varsel körfezine varmaktır. Böylece keşif gurubu karaya çıkabilecek ve gemi personeli kışı geçirmek üzere Güney Georgia Adasına geri dönebilecektir. Kalan keşif grubunu da işleri bitince Aurora isimli başka bir gemi alacaktır. Ne yazık ki doğa kusursuz planın uygulanmasına izin vermez. Enderunce yoğun buz kütleleri arasında savrulduktan sonra büyük bir buz kütlesine sıkışır ve hareketsiz kalır. Tüm gemi personeli akıntının buz kütlesini ve tutsak olmuş gemilerini gitmek istedikleri yönden çok uzağa götürmesine seyirci kalırlar. Kutup bölgesinin bilinmezliğini iyi bilen Shackleton gemiye bol miktarda yiyecek, kömür ve giyisiler stoklamıştır. Ayrıca etraftaki foklar da taze et ithiyacını karşılamaktadır. Bir süre sonra geminin kolay kolay buz kütlesinden kurtulmayacağını anlayan personel, hedef olmayınca can sıkıntısından ve hayatta kalma korkusuyla yılgınlık ve umutsuzluğa kapılır. İşte burada Shackleton tüm liderlik özelliklerini kullanarak herkese yaşam motivasyonıu vermeye çalışır. Öncelikle herkese uygun bir iş yaratır ve enerjilerini yapıcı işlerle harcamalarını sağlar. Daha sonra takım bilincini kuvvetlendirmek için eğlence ve spor aktiviteleri planlar ve kendisi de tüm aktivitelere katılır. Daha önceden kendi grupları içinde kalmaya özen gösteren ve sadece kendi grupları ile iletişim kuran subaylar, denizciler ve bilim adamları, eğitimsel, mesleki ve sınıf farklılıklarını bir yana bırakarak bir arada yaşmaya ve birbirlerine yardım etmeye başlarlar. Tayfalar bilim adamlarına örnek toplamada yardımcı olurken tüm gemi personeli ünvana bakmadan sırayla dümene geçmekte ve nöbet tutmaktadır. Kısa sürece ekip içindeki uyum ve motivasyon artar.
Shakleton tüm bunları yapar ve planlarken herkesle teker teker konuşmaya, tüm personeli ünvanına bakmadan motive etmeye odaklanır. Çatışmaları çözmek için gerektiğinde katı olmayı ve acı kararlar almayı da yapabildiği için tüm çalışanları tarafından bir lider olarak benimsenir.
Bu arada zaman ilerlemekte gemi akıntıyla kuzeye doğru hızla süreklenmektedir. Fokların sayısının azalmasıyla taze et ihtiyacı da baş gösterir. Kuzeye doğru gittikçe hava ısınmaya başlar ve buz kütleleri gemi içinde yarık açacak kadar tehlikeli hale gelir. Shakleton gemiyi tahliye etmek zorundadır. Büyük zorluklarla fil adasına çıkarlar ve asıl sorunla karşılaşırlar. Kurtulmak için Güney okyanusu geçmek zorundadırlar ama mürattabatın hepsi bunu başaramayacak durumdadır. Antarktika’yı geçme hedefini bir yana bırakan Shackleton, tüm gücünü adamlarını kurtarmak üzerine yoğunlaştırır. Shaklaton kendisi ile birlikte 5 kişilik bir ekip seçer ve kurtarma sandalı ile yardım getirmek için yola çıkar. Mürettebatın büyük bir kısmı geride kalır. 17 gün sonunda karaya ulaşırlar. Ekipteki 3 kişi yorulmuş ve tükenmiştir. Shakleton kalan iki kişi ile dağların üstünden 30 millik bir yürüşe başlar ve 36 saat sonra baline avcılarının merkezine ulaşır. Hemen geride kalan 3 adamının kurtarılmasını ayarlar ve geride kalan mürettebatını kurtarmak için 4 aylık bir yolculuğa çıkar. Nihayet oraya vardığında tüm personelin hayatta olduğunu görür. Tüm personel sanki Shakleton ordaymış gibi işlerine sahip çıkmış, kendi içlerinde yeni bir çalışma zinciri yaratmış, örnek toplamaya devam etmiş ve motivasyonlarını kaybetmeden liderlerini beklemişlerdir.
Shackleton İngiltere’ye döndüğünde bir kahraman olarak karşılanır ve Kral tarafından Earnest Shackleton asalet payesi verilir.
Earnest Shackleton 5 Ocak 1922’de Güney Georgia’da geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybettir.
Ernest Shackleton 2002’de BBC‘nin yaptığı ”En Büyük 100 Britanyalı” anketinde 11. oldu. Robert Falcon Scott ise 54. sırada yer alıyordu.